16 Aralık 2009 Çarşamba
Atatürk Öldüğü Zamanki Gazete Başlıkları
Tan Gazetesi
21 Kasım 1938
Ulus Gazetesi
21 Kasım 1938
Cumhuriyet Gazetesi
20 Kasım 1938
Cumhuriyet Gazetesi
19 Kasım 1938
Cumhuriyet Gazetesi
18 Kasım 1938
Cumhuriyet Gazetes
15 Kasım 1938
Cumhuriyet Gazetesi
14 Kasım 1938
Cumhuriyet Gazetesi
13 Kasım 1938
Cumhuriyet Gazetesi
10 (veya 11) Kasım 1938
Cumhuriyet Gazetesi
10 Kasım 1938
Macar hükümetinin Atatürk'ün vefatını bildirir ilanı
Atatürk ve Komik Bir Olay
Atatürk'ün en sevdiği hikayelerdenmiş. Arada kendi anlatır, arada başkasına anlattırır, hep gülermiş. |
|
Yeşilaycı bir profesör bir konferans veriyor. Bir ara dinleyicilere sormuş:
"Bir eşeğin önüne iki kova koysanız. Biri su dolu, biri rakı. Hangisini içer ? "
Cevabı kendi veriyor : " Tabii suyu. "
Gene bitirmiyor soruyor : " Neden ? "
Arkadan bir bekri söz alıyor. Yüksek sesle cevaplıyor. " Eşekliğinden"
Atatürk bu cevaba bayılıyor. Gülüyor, gülüyor.
Bir akşam Orman çiftliğinde yanında erkanı, açık havada oturuyorlar.
Rakılarını yudumluyorlar. Biraz ilerde 15-16 yaşlarında bir çiftçi çocuk çalışıyor. Atatürk el edip, çağırıyor. Soruyor : "Söyle çocuk: Bir eşeğin önüne iki kova koysan. Biri rakı dolu, biri su. Hangisini içer ? "
Anadolu tosunu yutkunuyor. Bakıyor. Gazi Paşa Hazretlerinin ve yanındaki muhterem zevatın önünde rakı kadehleri. Devletin en büyükleri...Esas vaziyetine geçiyor :
” Rakıyı kumandanım ! "
Atatürk kahkahayı basıyor. Herkes şaşkın. Ata onlara dönüyor.
Muzip : " Aman beyler ! Neden diye sormayın! "
Atatürk'ün Bazı El Yazısı Örnekleri
"Demokrasinin bütün ideali, ... milletin heyeti umumiyesini aynı zamanda idare eder. Vaziyette hükmünü bulmasını, hiç olmazsa, devletin son iradesini yalnız milletin ifade ve izhan etmesini ister."
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
"Demokrasinin bütün ülküsü, ... ulusun genelini aynı anda yönetir. Durumda yargısını bulmasını, hiç olmazsa devletin son istencini yalnızca ulusun söyleyip belirtmesini ister."
Kemal ATATÜRK
" Türk milletinin teessüsünde müessir olduğu görülen terkibi ve tarihi vakialar şunlardır:
A.Siyasi varlıkta birlik
B.Dil birliği
C.Yurt birliği
D.Irk ve menşe birliği
E.Tarihi karabet
F.Ahlaki karabet
Türk milletinin teşekkülünde mevcut olan bu şartlar diğer milletlerde kamilen yok gibidir. "
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
" Türk ulusunun oluşumunda etkin olduğu görülen bileşimsel ve tarihsel olgular şunlardır :
A.Siyasal varlıkta birlik
B.Dil birliği
C.Yurt birliği
Ç.Irk ve köken birliği
E.Tarihsel yakınlık
F.Ahlak yakınlığı
Türk ulusunun biçimlenmesinde var olan bu koşullar öbür uluslarda yeterince yok gibidir "
Kemal ATATÜRK
" Malumdur ki Türkiye Cumhuriyeti, demokrasi esasına müstenit bir devlettir. Demokrasi ise esas itibarı ile siyasi mahiyettedir. Fikridir; ferdidir; müsavatperverdir. Demokrasinin esas noktalarına göre devletin vazifesi, vatandaşın siyasi hürriyet ve mesaisini tatmin etmek ve vatandaşın ilmi, içtimai, sanat, ahlak gibi fikri sahalarda inkişafını temin ile alakadar olmak ve vatandaşın, milli hakimiyete usulü dairesinde iştirak hakkını ve bütün vatandaşların aynı siyasi haklara haiz olmasıdır. "
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
" Bilinmektedir ki Türkiye Cumhuriyeti, demokrasi ilkesine dayanan bir devlettir. Demokrasiyse aslı bakımından siyasal niteliktedir. Düşünseldir; bireyseldir; eşitlikseverdir. Demokrasinin temel noktalarına göre devletin görevi, yurttaşın siyasal özgürlük ve çalışmasını tatmin etmek, yurttaşın bilimsel, toplumsal, sanat, ahlak gibi düşünce alanlarında gelişmesini sağlamakla ilgilenmek ve yurttaşın, ulusal egemenliğe yöntemi çerçevesinde katılım hakkını taşıması ve bütün yurttaşların da aynı siyasal hakları taşımasıdır. "
Kemal ATATÜRK
" Türkiye Cumhuriyeti’nde herkes Allah’a istediği gibi ibadet eder. Hiç kimseye dini fikirlerinden dolayı bir şey yapılmaz. Türk Cumhuriyeti’nin resmi dini yoktur. Türkiye’de, bir kimsenin fikirlerini zorla başkalarına kabul ettirmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna müsaade edilmez. Artık samimi mutekitler, derin iman sahipleri, hürriyetin icaplarını öğren. "
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
" Türkiye Cumhuriyeti’nde herkes Allah'ya istediği gibi tapınır. Hiç kimseye dinsel düşüncelerinden dolayı bir şey yapılmaz. Türk Cumhuriyeti’nin resmi dini yoktur. Türkiye’de, bir kimsenin düşüncelerini zorla başkalarına benimsetmeye kalkışacak kimse yoktur ve buna izin verilmez. İçten inananlar, derin iman iyeleri, özgürlüğün gereklerini artık öğren. "
Kemal ATATÜRK
"27, I, 1930
Pazarertesi
Hürriyet
Hürriyet, insanın düşündüğünü ve dilediğini mutlak olarak yapabilmesidir. Bu tarif, hürriyet kelimesinin en geniş manasıdır. İnsanlar, bu manada hürriyete hiçbir zaman sahip olamamışlardır ve olamazlar. Çünkü malumdur ki insan tabiatın mahlukudur. Tabiatın kendisi dahi mutlak hür değildir; kainatın kanunlarına tabidir. Bu sebeple insan, ilk önce tabiat içinde, tabiatın kanunlarına, şartlarına, sebeplerine, amillerine bağlıdır."
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
"27.1.1930, Pazartesi
Özgürlük
Özgürlük, kişinin düşündüğü ile dilediğini kesin olarak yapabilmesidir. Bu tanım, özgürlük sözcüğünün en geniş anlamıdır. Kişiler, bu anlamda özgürlüğe hiçbir zaman iye olamamışlardır, olamazlar. Çünkü bilinmektedir ki kişi doğanın yaratığıdır. Doğanın kendisi dahi salt özgür değildir; doğanın yasalarına bağlıdır. Bu nedenle kişi, ilk önce doğa içinde, doğanın yasalarına, koşullarına, nedenlerine, etkenlerine bağlıdır.
Kemal ATATÜRK
"27, I, 1930
Pazarertesi
Hürriyet
Hürriyet, insanın düşündüğünü ve dilediğini mutlak olarak yapabilmesidir. Bu tarif, hürriyet kelimesinin en geniş manasıdır. İnsanlar, bu manada hürriyete hiçbir zaman sahip olamamışlardır ve olamazlar. Çünkü malumdur ki insan tabiatın mahlukudur. Tabiatın kendisi dahi mutlak hür değildir; kainatın kanunlarına tabidir. Bu sebeple insan, ilk önce tabiat içinde, tabiatın kanunlarına, şartlarına, sebeplerine, amillerine bağlıdır."
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
"27.1.1930, Pazartesi
Özgürlük
Özgürlük, kişinin düşündüğü ile dilediğini kesin olarak yapabilmesidir. Bu tanım, özgürlük sözcüğünün en geniş anlamıdır. Kişiler, bu anlamda özgürlüğe hiçbir zaman iye olamamışlardır, olamazlar. Çünkü bilinmektedir ki kişi doğanın yaratığıdır. Doğanın kendisi dahi salt özgür değildir; doğanın yasalarına bağlıdır. Bu nedenle kişi, ilk önce doğa içinde, doğanın yasalarına, koşullarına, nedenlerine, etkenlerine bağlıdır.
Kemal ATATÜRK
"27, I, 1930
Pazarertesi
Hürriyet
Hürriyet, insanın düşündüğünü ve dilediğini mutlak olarak yapabilmesidir. Bu tarif, hürriyet kelimesinin en geniş manasıdır. İnsanlar, bu manada hürriyete hiçbir zaman sahip olamamışlardır ve olamazlar. Çünkü malumdur ki insan tabiatın mahlukudur. Tabiatın kendisi dahi mutlak hür değildir; kainatın kanunlarına tabidir. Bu sebeple insan, ilk önce tabiat içinde, tabiatın kanunlarına, şartlarına, sebeplerine, amillerine bağlıdır."
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
"27.1.1930, Pazartesi
Özgürlük
Özgürlük, kişinin düşündüğü ile dilediğini kesin olarak yapabilmesidir. Bu tanım, özgürlük sözcüğünün en geniş anlamıdır. Kişiler, bu anlamda özgürlüğe hiçbir zaman iye olamamışlardır, olamazlar. Çünkü bilinmektedir ki kişi doğanın yaratığıdır. Doğanın kendisi dahi salt özgür değildir; doğanın yasalarına bağlıdır. Bu nedenle kişi, ilk önce doğa içinde, doğanın yasalarına, koşullarına, nedenlerine, etkenlerine bağlıdır.
Kemal ATATÜRK
"27, I, 1930
Pazarertesi
Hürriyet
Hürriyet, insanın düşündüğünü ve dilediğini mutlak olarak yapabilmesidir. Bu tarif, hürriyet kelimesinin en geniş manasıdır. İnsanlar, bu manada hürriyete hiçbir zaman sahip olamamışlardır ve olamazlar. Çünkü malumdur ki insan tabiatın mahlukudur. Tabiatın kendisi dahi mutlak hür değildir; kainatın kanunlarına tabidir. Bu sebeple insan, ilk önce tabiat içinde, tabiatın kanunlarına, şartlarına, sebeplerine, amillerine bağlıdır."
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
"27.1.1930, Pazartesi
Özgürlük
Özgürlük, kişinin düşündüğü ile dilediğini kesin olarak yapabilmesidir. Bu tanım, özgürlük sözcüğünün en geniş anlamıdır. Kişiler, bu anlamda özgürlüğe hiçbir zaman iye olamamışlardır, olamazlar. Çünkü bilinmektedir ki kişi doğanın yaratığıdır. Doğanın kendisi dahi salt özgür değildir; doğanın yasalarına bağlıdır. Bu nedenle kişi, ilk önce doğa içinde, doğanın yasalarına, koşullarına, nedenlerine, etkenlerine bağlıdır.
Kemal ATATÜRK
Atatürk, Cumhuriyet'in 10. Yıl Söylevi taslağında yer alan bu bölümü, Genel Yazmanı Hikmet Bayur'un bu söylemin ölümü çağrıştırdığını ve ulusa veda anlamı içerdiğini söyleyerek kaldırılmasını rica etmesi üzerine söylevden çıkarmıştır. Ancak yine Ata'dan bir anı olarak kalan bu yazı bize, gerçek Atatürkçülerin Atatürk'ün unutulmasına yol açılmaması için çalışması gerektiğini, Atatürk'ün sevgi ve nefretlerini hiç unutmamaları gerektiğini göstermesi açısından da önemlidir.
"Bu söylediklerim hakikat olduğu gün sizden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur : Beni hatırlayınız."
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
Bu söylediklerim gerçek olduğu gün sizden ve bütün uygar insanlıktan dileğim şudur : Beni anımsayınız."
Kemal ATATÜRK
Malik bulunduğum bütün nukut (nakitler) ve hisse senetleriyle Çankaya'daki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi'ne atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum:
1- Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.
2- Her seneki nemadan, bana nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule'ye ayda bin, Afet'e 800, Sabiha Gökçen'e 600, Ülkü'ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile'ye şimdiki yüzer lira verilecektir.
3 - Sabiha Gökçen'e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir.
4- Makbule'nin yaşadığı müddetçe Çankaya'da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
5- İsmet İnönü'nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç oldukları yardım yapılacaktır.
6- Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil Kurumları'na tahsis edilecektir."
Kemal ATATÜRK
“Din, milliyetin bir parçasıdır! Ancak taassubun milletleri ümmet haline düşüreceğini unutmamalıdır!”
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
“Din, ulusluğun bir parçasıdır! Ancak bağnazlığın ulusları ümmet durumuna düşüreceğini unutmamalıdır!”
Kemal ATATÜRK
“Din, milliyetin bir parçasıdır! Ancak taassubun milletleri ümmet haline düşüreceğini unutmamalıdır!”
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
“Din, ulusluğun bir parçasıdır! Ancak bağnazlığın ulusları ümmet durumuna düşüreceğini unutmamalıdır!”
Kemal ATATÜRK
Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahna oldu. Bu sahna 7 bin senelik en aşağı bir Türk beşiğidir. Beşiğin içindeki çocuk, tabiatın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; sonra onlara alıştı; onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu, şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu. Türk budur, yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
Kemal ATATÜRK
Öz Türkçesi :
Bu ülke, yeryüzünün beklemediği, asla ummadığı bir eşsiz varlığın yüksek yansımasına, yüksek düzlem oldu. Bu düzlem, en az 7 bin yıllık bir Türk beşiğidir. Beşiğin içindeki çocuk, doğanın yağmurlarıyla yıkandı. O çocuk doğanın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından önce korkar gibi oldu sonra onlara alıştı. Onları doğanın babası tanıdı; onların oğlu oldu. Bir gün o doğa çocuğu doğa oldu; şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu. Türk budur; yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir.
Kemal ATATÜRK
Atatürk'ün Hakkında Bilinmesi Gereken 30 Şey
1. "ATA" LAFINI SEVMEZDİ
"Atatürk" hitabını ilk kez dönemin Türk Dil Kurumu Başkanı bir konuşmasında kullanmış, Mustafa Kemal de çok beğenerek soyadı olarak almıştı. Kendisine " Ata " diye hitap edilmesinden hiç hoşlanmazdı.
2. EN SEVDİĞİ YEMEK
Manastır Askeri Lisesi yıllarından kalan bir alışkanlıkla hayati boyunca en sevdiği yemek kuru fasulye ve pilav olarak kaldı. Tatlıya düşkün değildi ama cani istediğinde çok sevdiği gül reçelini tercih ederdi.
3. EN BÜYÜK HAYALI DÜNYA TURUNA ÇIKMAKTI
Ömrü yetseydi bir dünya turuna çıkıp Türk dili ve tarihi üzerindeki çalışmalarını genişletmek en büyük hayaliydi.
4. BAŞUCU KİTABI "ÇALIKUŞU" YDU
Binlerce kitabi vardı. Ama bunların arasında bir tanesini hayati boyunca hatta cephede bile başucundan ayırmadı. Reşat Nuri Güntekin'in ünlü Çalıkuşu" romanını hep yanında taşır, her gün rasgele bir yerinden açar, birkaç sayfa okurdu.
5. KABUL SALONUNDA Kİ AT YAVRUSU
Atlardan sonra en sevdiği hayvan köpekti. "Fox" adini verdiği köpeği, Gazi`nin yatağının ayak ucunda uyurdu. Hayvanlara düşkünlüğü o dereceydi ki bir gün misafirlerinin de görebilmesi için yeni doğmuş bir tayla annesinin Çankaya Köşkü kabul salonuna getirilmesini bile emretmişti.
6. TAM BİR SALON ADAMI
En sevdiği dans valsti. Müzik zevki çeşitlilik gösteriyordu. Klasik Bati müziği dışında Anadolu ezgilerini de severek dinlerdi.
7. GÖMLEKLERİNİN TÜMÜ BEYAZDI
Gömleklerinin hepsi beyazdı. Bu gömlekler ilk yıllarda İsviçre`de özel olarak dikilirken sonra yerli malı kullanma kampanyasına öncülük edebilmek için Beyoğlu`nda bir terziye diktirilmeye başlanmıştı.
8. DOLABINDA LACİVERT'E YER YOKTU
Takım elbiselerinin tasarımlarını hep kendisi çizerdi. Lacivert takım giymeyi sevmezdi.
9. ÖLÇÜLERİ
Boyu 1.74 idi. Hayatinin son dönemlerine kadar 76 olan kilosu hastalığının ilerlemeye başlamasıyla 46'ya kadar düşmüştü. 43 numara siyah rugan ayakkabı giyerdi.
10. RUMELİ ŞİVESİ
Özenli ve temiz bir Türkçe konuşurdu. Ancak bazı kelimeleri Rumeli şivesiyle telaffuz ederdi.
11. HAZİN BİR HİKAYE
Hayatında bir dönem çok önemli yer tutan Mustafa Kemal`in evlenmesinden sonra hayatına trajik bir şekilde son veren Fikriye Hanim`in mezarının nerede olduğu bilinmiyor.
12. CUMHURBAŞKANLIĞINDAN SIKILIYORDU.
Hayatinin çoğunu geçirdiği savaş cephelerinden sonra Cumhurbaşkanı olarak geçirdiği yıllar ona bir tecrit yaşantısı gibi geliyor, çok sevdiği halkından ve sade bir vatandaş yaşamından uzaklaştığını düşünüyordu.
13. PAPA`NIN TEMSİLCİSİNE ELBİSE
Kıyafet Kanunu çerçevesinde tüm din adamlarının dini kıyafetleriyle sokağa çıkmaları yasaklanınca, Monsenyör Roncalli`ye kendi terzisi Kemal Milaslı eliyle bir koleksiyon hazırlattı.
14. KENDİSİ TIRAŞ OLMAZDI
Sabah kahvaltılarıyla arası hiç hoş değildi. Yataktan kalkar kalkmaz odasındaki divanin üzerine bağdaş kurarak oturur, günün ilk kahvesini sigarasını içerdi. Bir özelliği de kendi kendine tıraş olmamasıydı.
15. DÜZEN TAKINTISI VARDI
Evlerde bile eğri duran eşyaları düzeltmeden rahat edemezdi.
16. HOŞGÖRÜLÜ LİDER
Köylünün birinin gazete kağıdına sardığı tütünü içmeye çalışırken eli yanmış, "Alın bunu kendi içsin" diyerek Atatürk`e küfretmişti. Mahkemeye çıkarılacaktı. Atatürk olayı dinledikten sonra "Onu mahkemeye vereceğinize doğru dürüst sigara içmesini temin edin" dedi.
17. SİGARA PAZARLIĞI
Hastalığının başlangıcında kendisini muayene eden Dr.Fissinger günde kaç paket sigara içtiğini sormuş, Atatürk "sekiz" demişti. Doktor bunu günde bir pakete indirmesi gerektiğini söyleyince gülümseyerek cevap vermişti :" Ben zaten bir paket içiyorum. Bundan sonra bunu sizin izninizle yapacağım".
18. "BU NASIL HALKÇILIK?"
Bir sabah milletvekilleri ile trene binmişti. Kondüktörün milletvekillerinden bilet parası almamasına şaşırmış nedenini sormuştu. Trenin milletvekillerine bedava olduğunu örgenince epey sinirlenmiş, "Ne de güzel halkçılık ama" demişti.
19. "LAİKLİK ADAM OLMAKTIR!"
İlk mecliste bir oturum sırasında üyelerden biri laikliğin ne manaya geldiğini anlamadığını söyleyince Gazi çok sinirlenmiş ve elini kürsüye vurarak bir din bilgini olan üyeye cevap vermişti : "Adam olmak demektir hocam, adam olmak! "
20. KURBANLARI BAĞIŞLARDI
Gittiği yurt gezilerinde kendisi için kurban edilen hayvanlara bakamaz böyle durumlarda sırtını döner yada kesilmelerini engellerdi.
21. YABANCI DİLE MERAKI
Askeri lisede öğrenmeye başladığı Fransızca'yı sonraki yıllarda geliştirdi. Zengin bir kelime bilgisi vardı. Konuşurken araya Fransızca sözcükler de eklerdi.
22. FASULYESİNE POKER
Kumardan hoşlanmaz ama arkadaşlarıyla fasulyesine poker oynardı. Oyun sonunda kazandıklarını iade ederdi.
23. KAN GÖRMEYE DAYANAMAZDI
Cephelerde düşmanla göğüs göğüs'e savaşmış biri olarak en ilginç özelliği savaş meydanları dışında kan görünce fenalaşmasıydı.
24. KULAKLARI DUYAN TEK KİŞİ
Fransız tarihçisi Herriot Ankara`ya geldiğinde Gazi`nin kulaklarının duyuyor olmasına şaşırmış anılarında bunu espirili bir dille anlatmıştı :"T.C`de bir tane kulakları duyan kişi var onu da Cumhurbaşkanı yapmışlar".
25. BİR RİCASI
Bir gün halk arasında dolaşırken kara çarşaflı bir kadına rastlamış, "Hafız Hanım benim hatırım için başındaki örtüyü açar mısın ?" diye sormuştu. Kadın çarşafını açarak, Atatürk' ün ellerini öptü.
( * http://arsiv.hurriyetim.com.tr/hur/turk/99/05/06/yazarlar/15yaz.htm
* Ali Kılıç; Kemal Arıburnu, Ayyaldız Matbaası- Ankara 1960 ‘Atatürk Anekdotlar, Anılar’, s: 197 )
26. BİLARDO VE YÜZME
Sportmen kişiliği vardı. Her gün at biner , yüzmeye gider ve bilardo oynardı.
27. EN BAŞARILI DERS.
Eğitim hayatı boyunca en basarili dersi matematikti. Pozitif bilimlere ilgisi hayati boyunca sürdü.
28. YAĞCILARA GEÇİT YOK
Yağcılara çok kızardı. Bir akşam sofrasında kendisine gereksiz şekilde iltifat eden Abdülhak Hamit`e müdahale etti.
29. SON YILBAŞI GECESİ
1937`yi 1938`e bağlayan son yılbaşı gecesini Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras ile baş başa geçirmişti. O gece dolabındaki bazı elbiseleri bakana hediye etmişti.
30. KÖŞKTEKİ GÜVERCİNLİK
Kuşları çok severdi. Çankaya Köşkü`nde özel bir bakicinin ilgilendiği güvercinliği vardı.
Anıtkabir e Ata nın Nakli
|
Anıtkabir in Bölümleri
|