29 Nisan 2010 Perşembe

Su mu Rakı mı ?

Atatürk'ün En sevdiği hikayelerdenmiş. Arada kendi anlatır, arada başkasına anlattırır, hep gülermiş.

Yeşilaycı bir profesör bir konferans veriyor. Bir ara dinleyicilere Sormuş :
"Bir eşeğin önüne iki kova koysanız. Biri su dolu, biri rakı.
Hangisini içer?" Cevabı kendi veriyor: "Tabii suyu."
Gene bitirmiyor soruyor: "Neden?"
Arkadan bir bekri söz alıyor. Yüksek sesle cevaplıyor.
"Eşekliğinden."
Atatürk bu cevaba bayılıyor. Gülüyor, gülüyor.

Bir akşam Orman çiftliğinde yanında erkanı, açık havada oturuyorlar.
Rakılarını yudumluyorlar. Biraz ilerde 15-16 yaşlarında bir çiftçi çocuk
çalışıyor. Atatürk el edip, çağırıyor. Soruyor:
"Söyle çocuk: Bir eşeğin önüne iki kova koysan. Biri rakı dolu, biri su.
Hangisini İçer?"
Anadolu tosunu yutkunuyor. Bakıyor. Gazi Paşa Hazretlerinin ve yanındaki
Muhterem zevatın önünde rakı kadehleri. Devletin en büyükleri...Esas
vaziyetine geçiyor :
"Rakıyı kumandanım!"
Atatürk kahkahayı basıyor. Herkes şaşkın. Ata onlara dönüyor.

"Aman beyler! Neden diye sormayın

27 Nisan 2010 Salı

İnsanın şair olası geliyor

Atatürk’ün rakıyla tanışması dönemin ünlü yazarı Falih Rıfkı Atay’ın Çankaya isimli eserinde aşağıdaki şekilde anlatılır:

“Genç Mustafa Kemal arkadaşları ile Beyoğlu eğlence yerlerine giderdi. İyi giyinmeyi ve yaşamayı severdi. İstanbul'a gelinceye kadar biradan başka içki kullanmamıştı. Bir gün arkadaşı Ali Fuad'la (Cebesoy) beraber Büyükada'ya gitmişler. Ne lokantada yiyip içecek, ne de otelde geceleyebilecek paraları yok. Ali Fuad bir şişe rakı, bir şişe bira, ekmek ve yemiş almış ve beraber çamlığa yürümüşler. Mustafa Kemal bir şişe birayı bitirince:
- Şimdi ne yapacağım? demiş.
İlk defa rakıyı o akşam denemiş. Başı bir hoş dönmüş. Güneş batmak üzere; sigara paketinin altına resimler çizmiş, sonra:
- Fuad, demiş, ne iyi içki imiş bu... İnsanın şair de olası geliyor.”

Görüleceği gibi Harbiye Öğrencisi Mustafa Kemal, rakıyla daha ilk tanışmasında bu içkinin hoşluğunu teslim etmiş, etkisini anlamış ve o günden sonra en çok tercih edeceği içkiyi keşfetmiştir.

26 Nisan 2010 Pazartesi

İzmir rakıyla daha güzel

Rakının hayal dünyasını hareketlendirdiğini iyi bilen Mustafa Kemal’in, Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele’nin ağır disiplin ve gerçekçilik gerektiren şartlarında içkiden uzak durduğu yakın çevresinin defalarca zikrettiği bir konudur. Atatürk hakkındaki eserlerde bu dönemde içki içildiğine dair bir veriye rastlayamıyoruz. Ancak Kurtuluş Savaşı’nın bitişinde, İzmir’in kurtuluşundan sonra Atatürk’ün rakı içtiğini görüyoruz.

Falih Rıfkı Atay’ın aktardığına göre Başkumandan Atatürk, yanında subaylar olmadan, tek başına şehri gezmeye çıkmış. Devrin ünlü oteli Kramer’e gitmiş. Otelin lokantası bir hayli kalabalıkmış. Garsonlar tek başına gördükleri Mustafa Kemal’i başta tanıyamamışlar ve yer olmadığını söylemişler. Sonra içeridekilerden biri tanıyınca, ortalığı bir telaş alıyor ve hemen Atatürk’e yer buluyorlar. Atatürk rakısını söylüyor. Sonra yanındaki şefe soruyor:
- Kral Konstantin, bu otele gelip rakı içti mi?
- Hayır Paşa efendimiz.
- Öyleyse İzmir’i niye almak istemiş ki?
Görüleceği gibi rakı Atatürk’ün gözünde de kendi başına bir güzellik değil, bulunduğu mekanı da güzel kılan bir içkidir.